Yazan: Yavuz İşçen
Minyatür kumru bir kafes kuşudur.
Uygun boyutlarda kafes içinde yetiştirilir. Minyatür kumru beslemeyi
düşünenlerin ilk dikkat edecekleri nokta bu kuşların çift beslenmesi
gerekliliğidir. Tek olarak beslenen bir minyatür kumru çok mutsuz olacaktır.
Papağan türleri ya da ötücü kuşlar sahibine alışması ya da ötme yeteneğinin
geliştirilebilmesi gibi nedenlerle tek olarak yetiştirilebilmektedir. Minyatür
kumrularda aile düzeni çok önemlidir. Eşlerine bağlılıkları ile ünlenmiş olan
bu kuşların erkek ve dişi eş olarak alınmaları en doğru davranıştır. Üretmeyi
düşünmediğiniz için çift besleme eğiliminde değilseniz, kafesin içine yuvalık
koymayarak ve çıkan yumurtaları alarak sorunu halledebilirsiniz.
Kafes içi ortam
Eğer kesinlikle tek kuş beslemeyi
düşünüyorsanız dişi kuş öneririm. Aynı cinsten iki kuş besleyecekseniz yine iki
dişi beslemelisiniz. İki erkek sürekli kavga edecekleri için uygun değildir.
Aynı kafes içinde farklı çiftler barınabilir bu durumda her çift için mutlaka ayrı
yuvalıklar olmalıdır. Ancak ideal olan her çifti ayrı kafeslerde beslemektir.
Erkek sayısının fazla dişi sayısının az olduğu kafeslerde erkekler arası
kavgalar kaçınılmazdır. Ancak genç kuşlardan (4-5 aylığa kadar) fazla sayıda
erkek ve dişi karışık olarak aynı kafeste barındırılabilir.
Farklı türlerle uyum
Çeşitli kaynaklar minyatür
kumruların kendilerinden farklı kuşlarla örneğin zebra ispinozları ile çok
uyumlu olduklarını ve aynı kafeste barındırılabileceklerini belirtmektedir.
Oysa bazı yetiştiriciler aynı kafeste beslenen zebra ispinozların kumruları
çeşitli şekillerde taciz ettiklerini ve özellikle de yuva malzemesi olarak
kullanmak üzere kuyruk tüylerini çekiştirdiklerini anlatmaktadırlar. Tabii ki
konuya sadece kumrular açısından değil biraz da zebra ispinozları açısından
bakmak lazım. Bence minyatür kumrular farklı türlerle bir arada
bulundurulmasalar daha uygun olur.
Kafes
Bir çift kuş
için en küçük kafes gereksinimi, çift başına 27000 santimetreküp hacim düşecek
şekilde olmalıdır. Örneğin kare bir kafes düşündüğümüzde bu hacim 30x30x30
cm’lik bir kafes anlamına gelir. (30x30x30 = 27000 cm3) Minyatür kumru
kafeslerinde ideal tel aralığı 1.25 -1.5 cm arasında olmalıdır. Daha küçük tel
aralıkları kuşları görmemizi zorlaştırır. Daha büyük aralıklar ise kuşların
dışarı çıkmaya çalışmasına neden olmaktadır.
Papağanlar
kafes tellerini kemirme eğiliminden olduğundan papağan kafeslerinde kullanılan
tellerin boyasının statik boya olmasına özen gösterilir. Kumruların böyle bir
eğilimi yoktur. Yinede uzun ömürlü olması ve ilerde aynı kafesi sultan ya da
cennet papağanları için kullanabileceğiniz varsayımı ile galvanizli ya da
kromajlı telleri olan kafesleri tercih edebilirsiniz.
Kumrular
kafes tabanında gezinmeyi severler. Hatta yerde tüneme eğilimindedirler. Bunun
için kafeslerin tabanında mutlaka ızgara telli bulunmalıdır. Kumrular ızgara
telini severek benimsemezler ancak temiz ve hijyenik bir ortam sağlamanın başka
bir yolu yoktur. Izgara telinin altında ise kolaylıkla çıkartılabilen ve
temizlenebilen plastik bir tava olmalıdır. Tava üzerine serilmek üzere piyasada
satılan kafes kumu veya taban için hazırlanan özel malzemeler kullanılabilir.
Bu malzemeler dışkının neden olabileceği mikrobik ortamı en aza indirerek
kuşlarınızı hastalıklardan koruyacaktır. Ayrıca oluşabilecek kokuları
önleyeceği için ev ortamında sorun yaratmayacaktır. En az haftada bir tava
temizliği yapmak dezenfektan ya da klorlu
bir çamaşır suyu ile dezenfekte edip kullanmak uygundur.
Kafesi evinizde nereye
yerleştireceğiniz önemlidir. İlk dikkat edilecek konu kuşlarınızı hava akımına
maruz bırakmamaktır. Bu onların çok kolay biçimde hastalanmalarına neden
olacaktır. Kafesi koymayı planladığınız yerde bir mum yakarak hava akımı
bulunup bulunmadığını test edebilirsiniz. Hava akımı olamamalı ama havadar bir
yer olmalıdır. Gazlar, sıcaklık kaynakları, deterjan ve çeşitli kimyasallara
karşı da çok dikkatli olunmalıdır. Minyatür kumrular soğuğa dayanıklıdırlar.
Ben pimapen ile kapatılmış bir balkonda kafeslerimi bulunduruyorum. Kış aylarında
balkonun sıcaklığı gece 8-10 derece, gündüz ise 14-18 derece arasında
değişiyor. Herhangi bir sorun yaşamadım.
Kafes mutlaka gün ışığı alan bir
yerde bulunmalıdır. Ancak devamlı değil, günün belli saatlerinde güneş
almalıdır. Minyatür kumrular sıcak bölge kuşları olmakla birlikte yine de gün
boyu güneş altında durmaya uygun değillerdir. Kafesin ev içinde bulunduğu yer
yalıtık ve tecrit edilmiş bir bölüm ya da çok hareketli ve ayakaltı bir yer
olmayacağı gibi sürekli ses kaynaklarına da (tv, müzik seti vb.) yakın
olmamalıdır. Kuşlarımızda strese neden olabilecek ortamlar yaratmamaya özen
gösterilmelidir. Örneğin kedi, köpek gibi evimizde beslediğimiz diğer evcil
dostlarımız kuşlarımızda strese neden olurlar.
Üretim kafesi
Eğer bir
üretim kafesi (çifthane) oluşturuyorsak kafes ölçüsü biraz daha büyük olmak
durumundadır. Çifthanede kafes eni 40 cm’den küçük olmamalıdır. Burada çift
başına minimum 70.000, maksimum 100.000 santimetreküp hacim esas alınmalıdır.
İdeal çifthane ölçüsü 60x40x40 = 96.000 santimetreküp olabilir.
Salma
Minyatür
kumrular salma tipi kuşluklarda yetiştirilmeye uygun kuşlardır. Büyük
kafeslerde veya salmalarda minyatür kumru yetiştirecek olanlar kaç kuş
barındırabileceklerini elde ettikleri hacmi 30.000 cm3’e bölerek hesaplama
yapmalıdırlar. Örneğin 1 m3
hacimli bir salmada en çok 66 kuş barındırılabilir. Daha fazlası kesinlikle
sağlıklı bir ortam olmaz. Bu tür kalabalık yuvalarda hastalık riski çok
fazladır. Salma kurarken bakım, temizlik vb konular çok iyi hesaplanmalıdır.
Suluk
Muhabbet
kuşu, kanarya ya da papağan sulukları minyatür
kumrular için de uygundur. Dışardan takılan 200 ya da 400 ml’lik plastik
suluklar tercih edilebilir. Sulukta kuşun gagasını daldırdığı bölümün gaganın
tamamını içine alabilecek derinlikte olmasına özen gösterilmelidir. Sulular
zeminden yüksek bir yere takılmalıdır. Salma tipi bir yuva kullanıyorsanız bu
tip yuvalarda zeminde kullanılmak üzere tasarlanmış olan1 lt su kapasiteli
suluklar idealdir. Bunlar istenildiğinde yemlik olarak da kullanılabilirler. Ancak
bunları zemine değil de zeminden 25
cm kadar yüksekte oluşturacağınız bir platform üzerine
yerleştirmek kuşlarımızın temiz su içebilmeleri için bir gerekliliktir.
Yemlik
Diğer kafes
kuşları için yemlik olarak satılan ağzı açık kapları minyatür kumrular yuvalık
gibi kullanma eğilimindedirler. Özellikle fazla sayıda kuşun bir arada
bulunduğu kafeslerde ya da çift başına eşit sayıda yuvalığın bulunmadığı
ortamlarda yemliklere yumurtlayan minyatür kumrulara sık rastlanmaktadır.
Yumurtlamasalar bile vakitlerini bu yemlikler üzerinde geçirme eğiliminde
olurlar. Bu durum kuşların dışkısının yedikleri yeme bulaşmasını kolaylaştırır
ve hastalıklara kapıyı aralar. Bu bakımdan uygun tip yemlikler kullanılmalıdır.
Silo mantığı ile çalışan, kuş yemliği gagaladıkça yem veren yemlik modelleri
hijyen açısından uygundur.
Mamalık
Kuşlarımıza
vereceğimiz mamalar için her zaman temiz mama kapları elimizin altında
bulunmalıdır. Hazırladığımız mama, mamalıklar içinde yem kapaklarından
kuşlarımıza sunulmalı ve en geç günün sonunda tüketilmese bile geri
çıkartılmalıdır.
Kumluk
Kuşlarımıza
vermemiz gereken mineralli kum için kumluk adı altında satılan küçük kapları
kafesin uygun bir köşesine asmalıyız.
Kumluk tüneği
Küçük boyutlu
yaklaşık 10 cm
uzunluğunda plastik tünekler kumluğun yanına takılarak kuşlarımızın kumluğa
kolay ulaşmalarını sağlamalıyız.
Tünek
Tünekler kuşların ayakları ile
rahatça kavrayabilecekleri boyutta olmalıdır. İnce tünekler stres kaynağı
oluştururlar ve kuşlarımızın ayaklarında kramplara yol açarlar. Minyatür
kumrular için en az 1 cm
çapında ahşap tünekler uygundur. Tünekler kafese yerleştirilirken kuşların
kuyruk boyları ile yemlik ve suluklara rahat ulaşabilmeleri göz önünde
bulundurulmalıdır.
Banyoluk
Minyatür kumrular banyoya toplu halde girmeyi severler. Kafesimizde
ya da salmamızda bulunan kuş sayısına göre uygun ölçülerde ve derinliği 5
cm’den fazla olmayan banyo kapları kuşlarınız için yeterlidir. Böyle bir kaba 2 cm derinliğinde su koyup
kafes içine bıraktığınızda gerisini onlar halledecektir.
Yaz aylarında ve tüy değişim dönemlerinde banyo ihtiyaçları daha
fazla olur. Kuluçka dönemlerinde ise yumurtalarını ıslatmalarına neden
olabileceği için banyo önerilmez. Ortalama olarak 10 günde bir banyo verilmesi
uygundur. Minyatür kumrular zaten davranışları ile size banyo istediklerini
belli ederler. Banyo verilmeden banyoda yaptıkları davranışları
sergilediklerinde ya da suluğun başına toplandıklarında banyo istiyorlardır.
Banyo zamanı kafesin güneş aldığı bir saate denk getirilmelidir. Bu
onların kurumalarını kolaylaştıracaktır.
Banyo saati olarak seçeceğiniz zaman, banyo sonrası kuşlarınızın gece olmadan
kurumalarına yetecek kadar bir aralık bırakmalıdır. Banyo bittikten sonra banyo
kabı bekletilmeksizin yuvadan çıkartılmalıdır. Böylece kuşlarımızın kirli banyo
suyunu içmeleri ihtimalinin önüne geçmiş oluruz.
Künye
Minyatür
kumrular her ne kadar ülkemiz doğasında yaşamıyorsa da, standart künye taşıyan
bir minyatür kumrunun doğadan yakalanmamış olduğunu, kafes şartlarında
üretilmiş olduğunu anlarız. Eğer künyesiz kuş satın almayı ret edersek minyatür
kumrularımızın doğada yaşayan akrabalarını korumuş oluruz. Künyeli bir kuş
satın almak aynı zamanda alıcı için ek bir güvenilirlik sağlar. Aldığı kuşun
yaşını ve üreticisini bilmek önemlidir.
Kuş üreticileri
genel olarak soy takibi yapabilmek için kuşlarına
künye takarlar. Minyatür kumrular
için, iç çapı 4 mm
ve yüksekliği 5 mm
olan künyeler yurt dışında standart olarak kullanılmaktadır. Bu ebatlardaki bir
künyenin yavru 5-7 günlük olduğunda kuşa takılması gerekir. Kuş erişkin hale
geldikten sonra standart künye takılamaz ve takılmış künyeler de çıkartılamaz.
Ülkemizde bu ölçülerde hazır künye bulmak kolay değildir. Özel olarak
yaptırılması gerekmektedir. Örneğin kanaryalar için yapılan künyeler minyatür
kumrulara kullanılmaz. Minyatür kumrular, künye ölçüleri bakımından cennet
papağanlarının bazı türleri ile uyumludurlar. Künye kuşa takılırken kuşun orta
parmağı geriye katlanır ve künye öndeki üç parmaktan geçirildikten sonra orta
parmak ve bilek üzerinden devam ettirilerek bacağa takılır.
Serbest uçuş
Serbest
uçuştan kastımız kuşun kafes ortamından dışarıya çıkartılması ve ev içinde
dolaşmasına, uçmasına izin verilmesidir. Öncelikle belirtmek gerekir ki
minyatür kumruların en güvende oldukları ortam kafesin içidir. Kafes dışına
çıktıkları anda risk de başlar. Papağan ve muhabbet kuşu yetiştiricilerinin
tarzı olarak gelişen serbest uçuş geleneği, daha zor olmakla birlikte minyatür
kumrularda da uygulanabilir. Daha zor diyorum çünkü minyatür kumrular, papağan
türleri kadar insana yakınlaşma ve evcilleşme eğiliminde değillerdir. Örneğin
ele alınmaktan hiç hoşlanmazlar.
Yine de
serbest uçuşta ısrarlıysanız önce kuşu kendinize alıştırma çalışmalarıyla işe
başlamalısınız. Bunun en iyi yolu yavruluktan itibaren kuşu elinize alarak uzun
süre elinizde tutmak, başını hafif hafif okşayarak size alışmasını sağlamaktır.
İkinci olarak da kuşların kendi kafeslerini yuva olarak benimsemelerini
sağlamak gerekir. Kendi kafesini benimsemiş hatta burada yavru büyütmüş olan
kuşlar serbest uçuş için daha uygundurlar.
Serbest uçuş
için başlangıçta bir oda ayrılabilir. Kuş buraya alıştıktan sonra evin diğer
bölümlerini kullanmasına izin vermek daha uygundur. Bu odada camlar kapalı ve
perdeler çekili olmalıdır. Kuş başlangıçta camı algılamaz ve boşluk zannederek
buradan çıkma hamlesi yaparak cama çarpar. Çarpma sonrası kuş hem çok korkar
hem de ciddi şekilde yaralanabilir. Serbest uçuş sırasında kafesin kapısı
mutlaka açık bırakılmalıdır. Serbest uçuş sonrası kafesine geri dönmesini
sağlamak için başlangıçta dışarıda yiyecek ve su vermemek bunun için kafesine
dönmesinin şart olduğunu ona öğretmek gerekir. Bir kez oda içinde dolaşıp
kafesine geri dönmeyi öğrendiğinde işiniz büyük oranda kolaylaşmış demektir.
Yine de serbest uçuşları sırasında kuşunuzu gözlemeniz yerinde olur çünkü hiç
tahmin edemeyeceğiniz şekilde ev içinde kaybolabilirler ve bir yerlere
sıkışabilirler. Minyatür kumrunuz serbest uçuşa alıştıktan sonra sizi buna
zorlamaya başlar. Artık en azından haftada bir ona serbest uçuş vermek
durumundasınızdır.
Yazan: Yavuz İşçen / Ankara
Şubat 2009
e-posta: yavuziscen@gmail.com
Minyatür kumrularımızın da birçok canlı gibi protein, karbonhidrat ve yağ olmak üzere bazı temel besin maddelerine gereksinimleri vardır. Bunun yanı sıra gerekli vitamin ve mineralleri almaları gerekir. Kuşlarımız yaşam döngülerinde belli dönemlerden geçerler. Yavru dönemi, tüy değişim dönemi, kış dönemi şeklinde adlandırabileceğimiz bu dönemlerde kuşlarımızın besin ihtiyaçları farklılık gösterir. Bilinçli yetiştiriciler bu dönemlerde farklı karışımlar (rasyonlar) hazırlayarak ihtiyaca yönelik bir beslenme düzeni uygularlar.
Minyatür
kumrular tane ve tohum ile beslenme alışkanlığı olan kuşlardır. Bu kuşlarımıza
verebileceğimiz tane ve tohumların başlıca çeşitleri, kanarya yemi, yulaf,
darı, burçak, kenevir tohumu, keten tohumu, aspir, ve nigerdir. Kuşlarımıza hangi
yem karışımlarını uygularsak uygulayalım dikkat etmemiz gereken önemli bir
nokta yemlerin taze olması gerektiğidir. Bir yemin tazeliği bu yemin çimlenme
yeteneğini kaybetmemiş olması ile ölçülür. Çimlenme yeteneğini yitirmiş yemler
tercih edilmemelidir. Pet shoplarda genellikle muhabbet kuşları için hazırlanmış
yem karışımları bulunmaktadır. Bu yem karışımları minyatür kumrular için de
kullanılabilir. Ancak isteyenler kendi yem karışımlarını kendileri
hazırlayabilirler.
Yem çeşitleri
Darı: Buğdaygiller ailesinden bir tahıldır.
Ülkemizde Panicum ve Sorghum ile bu ailelere bağlı alt
türevleri bulunmaktadır. Küçük taneli olan ve kum darı olarak da bilinen Panicum miliaceum tipleri daha çok kafes
kuşlarında yem olarak kullanılır. Yem satan dükkanlarda, sarı darı, ak darı ve
kırmızı darı olarak üç çeşidine rastlanır. Bir darı tanesinin içinde ortalama
olarak % 65 karbonhidrat, %11 protein,
%3.5 yağ, % 2 kaba lifler (selüloz) ve kalsiyum, demir ile az miktarda da B
vitamini bulunur.
Kanarya
yemi: Buğdaygillerden bilimsel adı Phalaris olan 20 kadar otsu bitkiden Phalaris canariensis türü kanarya yemi
olarak kullanılır. Ülkemizde ‘kuşyemi’ adıyla da bilinir. Taneleri uzunca ve
sert kabukludur. Tekirdağ bölgesinde ağırlıklı olarak yetiştirilir. Nişasta ve
protein bakımından zengin bir yem çeşididir.
Yulaf: Buğdaygiller ailesinden Averna cinsinden bir tahıldır. Buğday ve arpaya göre çok daha yeni
bulunmuş bir tahıldır. İlk kez MS. 1. yüz yılda yetiştirilmeye başlanmıştır.
Dünyada daha çok hayvan yemi olarak üretilmektedir. Bir yulaf tanesinin içinde
yaklaşık % 64 karbonhidrat, %12 protein, %6 yağ, % 10 kaba lifler (selüloz) ve
kalsiyum, demir ile az miktarda da B vitamini bulunur.
Burçak: Baklagiller ailesinden Vicia bilimsel adı ile tanılan bir bitkinin tohumlarıdır. Protein
açısından zengindir. Fiğ ile yakın akrabadır. Kumrularımıza fiğ de verilebilir
ancak taneleri biraz büyük geldiği için yerken zorlanmaktadırlar. Vicia ervillia bilimsel adı ile tanılan
Burçak, ülkemizde oldukça yaygındır. Boğumlu meyvelerinin içinde 2–4 tohum
bulunur. Bu tohumlar yem olarak kullanılmaktadır. Sindirimi kolay proteinler
içermektedir. Bir burçak tanesinin içinde ortalama olarak % 55 karbonhidrat, % 22 protein, % 1.5 yağ, %
4 kaba lifler (selüloz) bulunur.
Kenevir
Tohumu: Çedene adı ile de ülkemizde
tanınır. Kendirgiller ailesinin bir üyesidir. Bilimsel olarak Cannabis sativa adı ile bilinir. Lifleri
sicim ve halat yapımında kullanılır. Tohumları ise kuşyemi olarak değerlendirilir.
Kenevir ülkemizde en çok Karadeniz bölgemizde üretilmektedir. Tohumlarında yağ
oranı yüksektir. Bir kenevir tanesinin içinde, % 18 Karbonhidrat, % 20 protein,
% 33 yağ, % 16 selüloz bulunmaktadır. Yavrularda cinsiyet gelişimini
hızlandırdığı bilinmektedir. Ayrıca kuşlarda tüylerin renginin parlak olmasını
sağlar. Kuşlarımızın severek tükettikleri bir yem çeşididir. Fazla verilmesi
durumunda sulu dışkıya neden olabilir.
Keten
Tohumu: Ketengiller ailesinin bir
üyesidir. Bilimsel olarak Linum usitatissimum
adı ile bilinir. Lifleri kumaş dokumacılığında kullanılır. Tohumları ise
kuşyemi olarak değerlendirilir. Keten ülkemizde en çok Marmara bölgemizde
üretilmektedir. Tohumlarında yağ oranı yüksektir. Bir keten tanesinin içinde, %
22 Karbonhidrat, % 24 protein, % 31 yağ, % 10 selüloz bulunmaktadır.
Kuşlarımızın yuvaya alıştırılma döneminde keten tohumu verilmesi kuşun yuvaya
kolay bağlanmasını sağlar. Ancak keten tohumu fazla verilmemelidir. Fazla
verilmesi durumunda ishal yapar.
Aspir: Bilimsel olarak Asteraceae adı verilen bileşikgiller ailesinin bir üyesidir. Carthamus tinctorius adı ile bilinen
aspir çiçekli bir bitkidir. Ülkemizde dönüşümlü ekip bitkisi olarak
geliştirilmeye çalışılmakla birlikte çok yaygın değildir. Balıkesir ve Isparta
ilimizde ağırlıklı olarak yetiştirilmektedir. Özellikle tohumlarından yağ elde
etmek amacı ile üretilmektedir. Doymamış yağ oranının fazla olması nedeni ile
perhiz yemeklerinde kullanımı yaygındır. Tohumları bazı yörelerde müshil olarak
kullanılmaktadır. Bir aspir tanesinin içinde ortalama olarak %30 karbonhidrat, %18 protein, %33 yağ, % 7
kaba lifler (selüloz) bulunmaktadır.
Niger: Afrika’da yetişen siyah parlak renkli yağlı
bir tohumdur. Eşe atma dönemlerinde çiftleşme isteğini artırıcı etkisi
nedeni ile kafes kuşlarında kullanılmaktadır. Çok az verilebilir.
Yemler ve
içerikleri
Yem
|
Karbonhidrat
|
Protein
|
Yağ
|
Selüloz
|
Darı
|
%65
|
%11
|
%3.5
|
%2
|
Kanarya yemi
|
%60
|
%13
|
%7
|
%5
|
Yulaf
|
%64
|
%12
|
%6
|
%10
|
Burçak
|
%55
|
%22
|
%1.5
|
%4
|
Kenevir
|
%18
|
%20
|
%33
|
%16
|
Keten
|
%22
|
%24
|
%31
|
%10
|
Aspir
|
%30
|
%18
|
%33
|
%7
|
Dengeli
Beslenme
Tüm canlılarda olduğu gibi minyatür
kumrularda da dengeli beslenme çok önemlidir. Kuşlarımızın dengeli
beslenebilmeleri için gereken yem karışımlarını hazırlarken, onların ihtiyaç
duydukları temel besin maddelerine olan gereksinimlerini göz önüne almamız
gerekir. Kuşlarımızın temel besin maddelerine olan gereksinimleri içinde
bulundukları döneme göre değişmekle birlikte ortalama bazı değerler vermek
yararlı olacaktır. Hazırlanacak yem karışımları çok değişik varyasyonlardan
oluşabilir. Bu varyasyonlar ne olursa olsun aşağıdaki oranların genel olarak
korunmasına dikkat etmek gerekir.
Gereksinim duyulan besin
içerikleri
|
Yemde bulunması gereken yüzdesi
|
Karbonhidrat
|
% 60 - 70
|
Protein
|
% 13 - 15
|
Yağ
|
% 2 – 5
|
Selüloz
|
% 3 - 5
|
Mamalar
Minyatür
kumrularda besin zincirinin en önemli halkası kuşkusuz yemlerdir. Ancak kuşlarımıza
ne kadar kaliteli yem karışımları verirsek verelim onların bütün gereksinimlerini
tam olarak karşılayamayız. Kuşlarımızın yem harici bazı takviyelere de
gereksinimleri vardır. Bunların başında vitamin ve mineraller gelir. Ayrıca
grit taşları, bazı yem katkı maddeleri de kuşlarımızın yiyecek listesinde
önemli yere sahiptirler. Kuşlarımızın bu gereksinimlerini karşılayabilmek
amacıyla belli mamalar üretilmiştir.
Minyatür
kumru yetiştirirken belli aralıklarla örneğin haftada bir kuşlarımıza özel
hazırlayacağımız mamalardan vermek gerekir. Özellikle çiftleşme, kuluçka ve
yavru büyütme dönemlerinde daha sık mama kullanılmalıdır. Yine yavruların
sağlıklı gelişimi için mama takviyesi yapılmalıdır. Minyatür kumrularda güvercinler
için üretilmiş olan hazır mamaları kullanmak uygundur. Bu tür mamalar
genellikle 1 kiloluk ambalajlar halindedir ve piyasada farklı ticari markalar
altında benzer ürünler bulunur. Bu mamaların içinde kuşlarımızın yemden
karşılayamayacakları birçok madde ve ek vitaminler vardır.
Mama
hazırlarken eğer kullandığınız ürünün farklı bir tarifi yoksa örneğin 1 çorba kaşığı
mama 1 çay kaşığı su ile karıştırılmalı ve mama, suyu iyice çektikten sonra
mamalığa koyularak kuşlara sunulmalıdır. Burada dikkat edilmesi gereken nokta
mamayı kaç kuş için hazırlıyorsak yetecek kadar olmalı ve tek seferlik
yapılmalıdır. Yani her seferde yeni mama hazırlanmalıdır. Hazırlanan mama 1
günden fazla bekletilmemelidir. Aksi taktirde çok çabuk bozulur ve mikrop
üretmeye başlar. Aşırı sıcak havalarda bu konuda daha da özenli
davranılmalıdır.
Mineralli kum-Grit
Kuşlarımızın
grit taşı ve mineral gereksinimlerini karşılayabilmek için piyasada ‘mineralli
kum’ adı altında 1 kiloluk ambalajlarda satılan kumlar mutlaka kuşlarımıza
verilmelidir. Bu kumların bileşiminde markaya göre biraz değişiklik gösterse de
% 50 grit, %30 midye, %20 istiridye bulunur.
Sebze-Meyve
10-15 günde
bir kuşlarımıza taze sebze ve meyve sunabiliriz. Marul, ıspanak, maydanoz,
havuç, elma, armut, muz, domates vb denenebilir. Kuşlarınız bunlara gerekli
ilgiyi göstermeyebilir. Bu durumda zorlamaya gerek yok. Ancak beğendiği bir şey
olursa bunun üzerinden gidilebilir.
Probiyotikler
Hayvanların
bağırsaklarındaki mikrobiyolojik dengeyi olumlu yönde etkileyerek birçok
yararlı sonucun ortaya çıkmasını sağlayan bazı yem katkı maddelerine probiyotik
adı verilmektedir. Son yıllarda ülkemizde bilinçli yetiştiriciliğin hızla
gelişmesine bağlı olarak kuşlarda probiyotik kullanımı hızla yaygınlaşmaktadır.
Probiyotik mikroorganizmalar, başta laktik asit olmak üzere formeik asit gibi
organik asitleri üreterek bulundukları ortamın pH değerini düşürmekte ve
böylece nötr ve bazik ortamlarda yaşayabilen hastalık yapıcı bazı mikropların
üremesini engellemektedirler. Bu durum özellikle minyatür kumruların
bağırsaklarında oluşması muhtemel birçok bakteriyel hastalığın gelişmeden
önlenebilmesi anlamına gelmektedir. Probiyotiklerin diğer önemli bir etkisi de
hayvanların vücutlarında sentezledikleri B ve K gibi bazı vitaminlerin
oluşturulmalarını hızlandırmaktır.
Kullanacağımız
probiyotiklerin kuşlarımızda yararını görebilmek için, belli bir program çerçevesinde
kullanılmalıdır. Yani bir sefer vermek ya da belli bir dönemde vermek yerine
sistemli olarak probiyotik kullanımı daha uygun gözükmektedir. Piyasada çeşitli
markalar bulunmaktadır. DI-A-ZYME 256 kullanımı oldukça yaygındır. Veteriner
ilaçları satan ecza depolarında ya da güvercin malzemeleri satan dükkanlarda
bulunabilir. 1 kg
yeme bir tatlı kaşığı dolusu ilaç karıştırılarak verilebilir. Haftada 2–3 kez
verilmesi uygundur. İlacın yeme iyi karışmasını sağlamak için yem önce, iki gün
dinlendirilerek kloru uçurulmuş az bir miktar su ile hafifçe nemlendirilirse
daha iyi sonuç alınabilir.
Yazan: Yavuz İşçen / Ankara
Şubat 2009
e-posta: yavuziscen@gmail.com
Yazan:
Yavuz İşçen
Tüy değiştirme dönemi
Bu dönem kabaca eylül ayı başından başlayıp aralık
ayı başına kadar yaklaşık 3 ay devam eder. Bu üç aylık dönem içersinde kuşlar
eskiyen tüylerini belli bir düzene göre kendiliklerinden değiştirirler. Bu
dönemde kuşların vitamin ihtiyacı artar. Tüy değiştirme döneminde özellikle A,
D, E, B vitaminleri içeren kompleks bir vitamin takviyesi şarttır. Bunun yanı
sıra kesinlikle protein takviyesi gereklidir. Çünkü vücut dokularında önemli
görevler yapan proteinler, % 88 oranında tüylerin yapısı içinde yer alırlar.
Protein açısından yüksek yemlere bu dönemde ağırlık verilir. Bu dönemde yemdeki
yağ oranının yüksek olması tüylerin parlak olmasını sağlar. Minyatür kumrularda
bir tüyün yerine yenisinin çıkma süresi 1 ay kadardır. Çoğunlukla yaşanan kuşu
elimize aldığımızda kuyruk teleklerinin elimizde kalmasıdır. Bazen de kırılan
veya bir parçası kopan kanat teleklerinin çekilip yerine düzgün tüy gelmesini
sağlamak gerekebilir. Bu gibi durumlarda yeni tüyler için yaklaşık 1 ay
beklememiz gerekecektir.
Bu
dönem kabaca aralık ayı başından başlayıp nisan ayı başına kadar dört ay sürer.
Eğer büyük salmalarda üretim yapılıyorsa bu dönemde yuvada erkek ve dişiler
birbirinden ayrı tutulurlar. Ancak birbirlerini görmeleri engellenmemelidir.
Ayrı durmaları bize hem yeni eş döneminde istediğimiz çiftleri damızlığa
ayırabilme olanağı sağlar, hem de kuşların gerekli kızgınlığa ulaşmalarını ve
eş dönemine iyi ve istekli olarak girmelerini doğurur. Gerçekten sağlıklı
olduğuna inanılan kuşlar yavru dönemi için damızlık olarak ayrılırlar.
Yavru dönemi
Nisan ayının başından
itibaren yavru dönemi başlar. Bu dönemde damızlık olarak ayrılan kuşlar kendileri
için hazırlanmış özel kafeslerde eşe atılarak yavru dönemi başlatılır. Yavru
dönemi kuşların özellikle vitamin ve mineral ihtiyaçlarının arttığı bir
dönemdir. Özellikle E vitamini yavru verimini artırıcı etki yapmaktadır.
Mineral olarak da özellikle kalsiyum ihtiyacı çok fazladır. Bilindiği gibi
yumurta kabuğu kalsiyumdan oluşmaktadır. Bu dönemde damızlık bölümünden çeşitli
mineraller içeren grit taşları eksik edilmemeli ve ayrıca sularına mineral
takviyesi yapılmalıdır. Yem karışımları ise protein, karbonhidrat, yağ ve
selüloz açısından hepsini uygun oranlarda kapsayacak şekilde daha dengeli
olmalıdır. Protein miktarı biraz fazla tutulabilir.
Yazan: Yavuz İşçen / Ankara
Şubat 2009
e-posta: yavuziscen@gmail.com
Üretim
Yazan: Yavuz İşçen
Minyatür
Kumrular 6 aylık olduklarında tam olarak cinsel olgunluğa erişirler. Ancak eşe
atmak için kanımca birkaç ay daha olgunlaşmalarını beklemek uygundur. Birçok canlı türünde olduğu gibi üreme, minyatür
kumrularda da çiftleşme ile başlar. Çiftleşme öncesi dişi kuş kesik ötüşlerle
erkeği uyarır. Erkek kuş başını öne doğru eğer ve kuyruğunu yelpaze gibi açarak
kendi etrafında hareketler yapar ve dişiye ötmeye başlar. ‘Kur dansı’ adı
verilen bu hareket karakteristik bir çiftleşme çağrısıdır. Dişi kuş ise gagası
ile erkeğin tüylerini düzeltmeye başlar. Erkek kanatlarını titreterek ve öterek
karşılık verir. Çiftleşme öncesi sergilenen bu tipik davranışların arkasından
çiftleşme gelir. Çiftleşme için %60-70 nem oranı ve 30 derece sıcaklık
idealdir.
Yuvalık
Çiftleşmeyi takiben yuva hazırlama uğraşı başlar. Bunun için yaklaşık 9
günlük bir süreleri vardır. Biz bu aşamaya ‘çöp çekme’ aşaması diyoruz. Bu
dönemde çiftlerin işini kolaylaştırmak için kafesin içine 12 cm çapında kanarya yuvalıklarından
monte edilmeli ve içine uygun boyutta keçe yerleştirilmelidir. Yuvalığın
yerleştirileceği yer kafesin arka köşesi olabilir. Yuvalık yukarıya ya da
tabana koyulabilir. Ancak sizin gözleyebileceğiniz durumda olmalıdır. Ayrıca
yuva içine taşıyacakları uygun yuva malzemeleri kafes içine bırakılmalıdır. Kumrular kafese konulan çam iğneleri, küçük dal parçaları,
kağıt kırpıkları gibi yapı malzemeleriyle yuvayı hazırlarlar. Hazır kanarya
yuva içi malzemeleri de (Hindistan cevizi lifleri ve kendir) bu amaçla
kullanılabilir. Bu onların yuva kurma içgüdülerini canlı tutar ve yavruya
sahiplenmelerini kolaylaştırır.
Üretim sezonu
En uygun çiftleşme dönemi nisan
ayı başından eylül ayı başına kadar olan süredir. Bu 6 aylık süre, “üretim
sezonu” veya “yavru dönemi” olarak adlandırılır. Minyatür kumrular bu süre
içersinde 3 ya da 4 kez yumurtlarlar. Kuşlarımız yıl boyu çiftleşmeye hazır
gibi görünseler de, üretim sezonu dışında yavru büyütmeye pek istekli olmazlar.
Üretim sezonunun en az bir ay öncesinden bütün kuşlarımız sıkı bir sağlık
taramasından geçirilmelidir. Bilinçli yetiştiriciler
damızlıklarının yıpranmaması için üretim sezonunu daha kısa tutma
eğilimindedirler. Bir çift kuştan yıl boyunca alınan yavru ve yumurta sayısı ne
kadar fazla ise o çift o kadar fazla yıpranır ve hastalıklara açık bir konuma
gelir. En doğrusu bir üretim sezonu boyunca bir çiftten 4 ya da en fazla 6
yavru alınması (2 veya 3 kuluçka) ve daha sonra çiftlerin gelecek üretim
sezonuna kadar birbirinden ayrılmasıdır. Üretim sezonunun ortalarında çiftleri
15 gün kadar dinlendirmek kuşlarımızın sağlığı açısından yararlı olmaktadır. Bazen
bu dinlenme süresini kuşlar kendileri uygularlar.
Eş seçimi
Minyatür kumrular tek eşli olarak
yaşarlar. Bunun anlamı kuşlar bir kere eşleştikten sonra eşlerden biri ölmediği
sürece farklı bir eşleşme olmamasıdır. Hatta eşi ölen bazı kumru türlerinin
ömür boyu başka eş kabul etmediğine dair söylenceler vardır. Ben eşi ölen bir
kuşumun yoğun bir şekilde tüylerini yolmaya başladığına şahit oldum. Ona sunduğum
yeni eşi ise kolaylıkla kabullenmediğini gözlemledim. Kuşlarımızın bu doğasına
saygılı davranmak gerektiğini düşünüyorum. Belli renk mutasyonları üzerinde
çalışanlar genellikle her sezon farklı eşleştirmeler yapma yoluna gidebilirler.
Eğer bu tür çalışmalarda bulunuluyorsa eşler üretim sezonu sonunda birlerini görmeyecek
şekilde ayrılmalı ve sezon başında yeni eşleştirmelere gidilmelidir. Bu durumda
yeni eşi kabule daha yatkın olurlar.
Yumurtlama
Spermler çekirdeği
dölledikleri anda yumurtlama süreci başlar. Yumurta, yumurta kanalında oluşur. Bu
andan itibaren çekirdek, daha sonra yumurta içindeki yavrunun besinini
oluşturacak olan yumurta sarısı ile birlikte, yumurta kanalından aşağıya doğru
inmeye başlar. Yumurta bu yolculuğu sırasında çeşitli aşamalardan geçer.
Yumurta sarısı önce yumurta akı, sonra yumurta zarı ve en son alarak da yumurta
kabuğu ile kaplanır. Yumurtanın son aşaması anüsten dışarı çıkma aşamasıdır.
Çekirdeğin döllenmesinden itibaren yumurtlamanın gerçekleşme süreci yaklaşık 7
gündür. Çekirdeğin döllenmesi için de 1 gün gerektiğini düşünürsek, çiftleşmeyi
takiben ortalama 8 gün içersinde yumurtlama gerçekleşir. Minyatür kumrular bir
gün ara ile iki yumurta yumurtlarlar. İlk günkü yumurta üzerine yatmayabilirler.
Bu sorun oluşturmaz hatta daha iyidir, böylelikle yavrular eşit gelişme şansına
sahip olurlar.
Kuluçka
İkinci yumurta çıktıktan
sonra dişi ve erkek dönüşümlü olarak yumurtalar üzerine yatmaya başlarlar.
Böylelikle kuluçka dönemine girilir. Kuşlara bu dönemde çeşitli nedenlerle müdahale
etmekten kaçınılmalıdır. Kuşlarımızın en hassas oldukları dönem kuluçka ve
yavru büyütme dönemidir. Bu dönemde onları rahatsız etmemeye özen
gösterilmelidir.
Gündüzleri genellikle
erkek, geceleri ise dişi kuş kuluçkada yatar. Bazen özellikle kuluçka döneminin
sonlarına doğru her iki kuşun da birlikte kuluçkaya yattıkları gözlenebilir. Gün
içinde de ara sıra nöbet değişimi yaptıkları olur. Yem yeme ve su içme
ihtiyaçları haricinde yumurtalarını hiç yalnız bırakmazlar. Bir yumurtanın
üzeri 45 dakikadan fazla boş bırakılırsa o yumurtanın bozulma ihtimali artar.
Minyatür kumruların vücut sıcaklığı 40 derece civarındadır. Bu sıcaklık kuluçka
için gereken sıcaklıktır. Kuluçka süresince ara sıra gagaları ile yumurtalarını
çevirirler böylece ısının hep üstte toplanıp alt tarafın soğuk kalarak
yumurtanın bozulmasının önüne geçmeye çalışırlar. Kuluçka süresi hava
sıcaklığına bağlı olarak ortalama 13-14 gün kadardır. Bu sürenin sonunda
yumurtalar kırılır ve yavrular çıkar. Yumurtaların birinden erkek diğerinden
dişi yavru alınır.
Yavru bakımı
Yumurtadan
yeni çıkmış yavrular gerçekten çok küçük olurlar. Ancak inanılmaz bir hızla
büyürler. Başlangıçta yavruların gözleri tamamen kapalıdır. 3-4 günlük
olduklarında gözleri açılır. Önceleri yavruların üzeri “hav tüyü” adını
verdiğimiz küçük sarı tüylerle kaplı olur. Yavrular 7 günlük olduklarında tüyleri
çoğunlukla çıkar ve 15 günlük olduklarında büyük oranda kendi başlarının
çaresine bakabilecek hale gelirler.
Ancak
henüz ana ve babaya bağımlılıkları tam olarak bitmemiştir. Ana ve baba bu arada
tekrar çiftleşirler ve yumurtlama hazırlığı içine girerler. Bu koşullarda
yavruları yuvadan atma eğiliminde olurlar. Bu dönemde onlara
yumurtlayabilecekleri ikinci bir yuvalık sunulursa fazla bir sorun yaşanmaz. Bu aşamada bazen yavrular anne ya da baba
kuşla birlikte yumurtalara yatabilirler. Yavrular 21 günlük olduklarında uçabilecek,
tam olarak kendi başlarına yem yiyebilecek ve su içebilecek duruma gelirler. Bu
durum ‘yeme düşme’ olarak tanımlanır. Bu aşamada yavruların ana ve babalarından
ayrılıp yavru bölmesine alınmaları gerekmektedir.
Kuş sütü
Yavrunun
beslenme ve büyütülmesi tamamen ana ve baba kumrular tarafından yürütülür. Bu
aşamada yetiştiricinin yapacağı en iyi iş onları rahat bırakmaktır. Tabi ki her
gün gelişimi gözlemek ve gerektiğinde müdahale etmek gerekebilir. Yumurtadan
yeni çıkmış yavrunun kursağı yiyecekleri alabilecek genişlikte olmaz. Bu
nedenle dişi kuş önce yavruların ağzından içeri hava üfleyerek kursağın
şişmesini sağlar. Hava üfleme işlemi ilk gün devam eder. Daha sonra yavrular
ana ve babalarının kursaklarından salgıladıkları “kuş sütü” adı verilen çok
özel bir besinle beslenmeye başlanır. Bu salgı ile beslenme en çok bir hafta
kadar devam eder ve sonradan salgı kesilir. Zaten bu aşamada yavru artık yarı
sindirilmiş besinlerle beslenebilecek aşamaya gelmiş demektir.
Kuş
sütü salgısı güvercingiller ailesi (Columbidae)
üyelerinde rastlanan benzersiz bir özelliktir. Beyinin altında bulunan hipofiz
bezinin salgıladığı prolaktin adı verilen bir hormon bu salgı sistemini
harekete geçirmektedir. Kursak çeperinden salgılanan bu besleyici maddenin
bileşimi memelilerdeki süte çok benzemektedir ve protein açısından zengindir.
Bu salgı sadece kuluçka döneminin sonundan başlayarak bir hafta süre ile salgılanmaktadır.
Kuş sütü içersinde yavrunun hastalıklara karşı bağışıklık sistemini kurmasına
yarayacak çok önemli maddeler de bulunmaktadır.
İlk
bir haftadan sonra ana ve baba yavruyu kursaklarında hazırladıkları yarı
öğütülmüş tahılları kusarak beslemeyi sürdürürler. Yavru için ilk ciddi risk bu
dönemde yaşanır. Güvercin sütünden yarı öğütülmüş besine geçiş yavru için bir
stres kaynağıdır. Yaşanacak uyumsuzluklar yavruyu kaybetmenize neden olabilir.
Yavruya bakma isteği yavrunun sürekli yiyecek talep etmesi ile doğru
orantılıdır. Yavrular ana ve babaları yanlarına her yaklaştıklarında yem
istemek için ötmeli ve ayağa kalkarak ana ve babayı yem vermeye
zorlamalıdırlar. Eğer yavrularda tokluk ya da hastalık gibi nedenlerle yeme
karşı isteksizlik oluşursa, bu durum ana ve babanın da yavru büyütme isteğini
olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle genellikle yavrulardan birinin bazen de
ikisinin beslenmesinin bırakıldığı gözlenmektedir.
İlk tüy değişimi
Yavrunun
hayatında en riskli dönem ilk tüy değişim dönemidir. Yavrular 3–4 aylık
olduklarında ilk tüy değişim dönemine girerler. Hav tüylerinin çoğu ve kanat
telekleri ile kuyruk teleklerinin bir kısmı bu dönemde dökülerek onların yerine
yaklaşmakta olan kış aylarında yavruları soğuktan koruyacak olan yeni tüyler
çıkar. Tüy değişim dönemi yetişkin kuşlarda olduğu gibi yeni yavrular için de
stres kaynağıdır. Ancak yavrular daha narin olup oluşacak stresten fazlasıyla
olumsuz etkilenirler. Yavru ölümleri bu dönemde fazla olur.
Tüy
değişim dönemi başladıktan sonra 1–3 ay kadar sürebilir. Bu sürenin uzun
olmasının nedeni kuşların bu dönem içersinde uçma yeteneklerini yitirmemeleri
içindir. Kumrular her yıl periyodik olarak bir kez tüy değiştirirler. Tüy
değişim dönemi kabaca eylül ayı başında başlar ve aralık ayı başına kadar devam
eder. Genel olarak kuşların ve kumruların tüy değiştirmelerindeki amaç eskiyen
ve yıpranan tüylerini yenilemek ve kış aylarına daha sağlam tüylerle girmektir.
Tüy değişimi derideki tüy yuvasında yeni bir tüyün büyümesi ve üstteki eski
tüyün atılması ile olur.
Yazan: Yavuz İşçen / Ankara
Şubat 2009
e-posta: yavuziscen@gmail.com
www.cappadociaexplorer.com
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
YanıtlaSilBu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
YanıtlaSilBu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
YanıtlaSilBu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
YanıtlaSil