Bilimsel adı: Geopelia
cuneata
İngilizce adı: Diamond dove
Fransızca adı: Geopelie diamant
Almanca adı: Diamanttaube
Türkçe adları: Minyatür kumru, Elmas kumrusu
Ağırlık: 35 gr
Uzunluk: 19
cm
Yaşam Süresi: Kafes ortamında 10-15
yıl
Adlandırma
Minyatür
kumrular son yıllarda ülkemizde daha çok görülmeye başladı. Minyatür kumru
adlandırması her şeyden önce bu kuşların çok küçük olmalarından
kaynaklanmaktadır. İngilizce adından (diamond dove) çevirerek ‘elmas kumrusu’ ya da ‘pırlanta
kumrusu’ şeklinde adlandırıldıkları da görülmektedir. Bazı satıcıların ise
‘Japon kumrusu’ ve ‘Yunan kumrusu’ gibi isimler kullandığına şahit oldum. Bu
tip adlandırmaların doğru olmadığı kanısındayım.
Doğal yaşam alanları (Habitat)
Minyatür Kumru köken olarak
Avustralya kıtasından gelmektedir. Kıtanın hemen hemen her tarafında
rastlanmakla birlikte özellikle merkezde ve kuzey bölgelerde sıklıkla görülür.
Minyatür kumruların doğal yaşama alanları, kıtanın ekvatora yakınlığı nedeni
ile sıcaklığın 40 derecenin üzerinde olduğu açık ve verimsiz arazilerdir. Bu
arazilerde su kaynaklarına yakın bölgelerde genellikle gruplar halinde
bulunurlar. Şehirlerde ise, evlerin bahçelerinde, büyük parklarda daha çok
çiftler halinde dolaşırlar.
Minyatür
kumruların tarihi gelişimi
Avustralya kıtasına özgü bu kumrular, İngiltere’ye
Londra Hayvanat Bahçesi tarafından ilk kez 1869 yılında getirildiler.
Almanya’da ise 1875 yılından itibaren yetiştiriciler tarafından üretilmeye
başlandıkları biliniyor. Zaman içinde minyatür kumrular birçok ülkede
yetiştirilir oldular. Doğal renklerinin yanı sıra farklı mutasyonlarla birçok
rengi elde edildi ve hızlı bir şekilde yayıldılar.
Yayılım
Bu kuşlar kendilerine özgü yaşam
tarzları ve sevimlilikleri ile Amerika’dan Avrupa’ya kadar geniş bir coğrafyada
ilgili kitlesi oluşturmayı başarmışlardır. Yurtdışında kumru ve minyatür
kumruların yetiştiricileri kendi aralarında kulüpler oluşturmuşlardır. Bu
kulüpler ırkın standartlarını belirleyerek standartlara uygun kuş üretimini
teşvik etmektedirler. Bu
kulüpler arasında, International Dove Society, American Dove Association ve Canadian Dove Association
sayılabilir.
Yazan: Yavuz İşçen / Ankara
Alınan kuşun eve getirilmesi
Yazan: Yavuz İşçen / Ankara
Yazan: Yavuz İşçen / Ankara
Şubat 2009
e-posta: yavuziscen@gmail.com
www.cappadociaexplorer.com
Nereden Minyatür Kumru Alabiliriz?
Bulunduğunuz
şehirde pet shoplardan arayabilirsiniz. Ne yazık ki minyatür kumrular pet
shoplarda satılan yaygın türler arasında bulunmuyor. Şansınız varsa belki bir
satıcıya rastlayabilirsiniz. Bunun yanı sıra internet aracılığı ile bu kuşları
üreten kişilerle bağlantı kurabilirsiniz. Kafes kuşları ile ilgili sitelerin
ilanlar bölümlerini takip edebilirsiniz. Ben zaman zaman minyatür kumru satış
ilanları ile karşılaşıyorum.
Minyatür kumru
satın alırken nelere dikkat etmeliyiz?
Öncelikle dışardan minyatür kumru alırken
güvenilir bir satıcıyı tercih etmek önemlidir. Bunun yanı sıra kuşu dikkatlice
inceleyerek sağlıklı bir kuş seçiminde bulunmak gerekir. Bu konuda dikkat
edilmesi gereken konuları başlıklar altında toplarsak;
1) Kuşun genel görünüşüne bakılmalı ve duruş
şekli, hareketleri izlenmelidir. Bir kenara çekilmiş miskin miskin duran
kuşlar, tüylerini kabartıp kafasını içeri çekme eğiliminde olanlar, genel vücut
ve tüy renklerinde, tavırlarında canlılık bulunmayan, tembel görünüşlü,
düşünceli kuşlar alınmamalıdır.
2) Kuşun gözleri dikkatlice izlenmelidir. Göz
bebekleri parlak ve canlı olmayan, bakışlarında durgunluk olan ve gözlerini
sürekli kapatma eğiliminde olan kuşlar alınmamalıdır. Göz çevresi halkası
kızarık ve hafif şiş görünüşlü olan, göz çevresinde gözyaşı akıntısından
kaynaklanan bulaşıklar bulunan kuşlar hastalıklıdır.
3) Burun delikleri ve gaga üzeri
incelenmelidir. Burun deliklerinde tıkanıklık olup olmadığına bakılmalıdır.
Burun delikleri tıkalı olan kuşlar genellikle gagalarını açarak soluma
eğiliminde olurlar. Burun çevresinde burun akıntısından kaynaklanan izler olup
olmadığı kontrol edilmelidir.
4) Kuşlarda ağız içi sağlık açısından çok
önemli bir göstergedir. Kuşun gagası açılıp ağzının içine mutlaka bakılmalıdır.
Ağız içi eti, dil ve damakların rengi soluk olmamalıdır. Tatlı ve canlı bir
rengi bulunmalıdır.
5) Kuşun göğsünün ortasındaki ana kemik
kontrol edilmeli ve kemiğin dışarı doğru fazla çıkıntı yapıp yapmadığına
bakılmalıdır. Göğüs kemiği dışarı doğru çıkıntılı olan kuşlar genellikle
hastalıklara bağlı kilo kaybı sonucu bu hale gelirler.
6) Kuşun kanat ve ayaklarında bir ur bulunup
bulunmadığı gözlenmelidir. Bunun için kanadı ve ayakları iki parmağınızın
arasına alıp baştan sona doğru kontrol etmeniz gerekir. Özellikle eklem
yerlerinde bir urlaşma olup olmadığına bakılmalıdır. Tabanlarının altı kontrol
edilip bir şişlik olup olmadığına bakılmalıdır.
7) Kuşun dışkısını görebilme imkanınız varsa
dışkı kontrol edilmelidir. Normal olmayan, özellikle çok sulu, yeşil ve köpüklü
dışkı hastalık belirtisi olabilir.
Karantina
uygulaması
Yeni alınan kuş o an hasta gibi görünmese bile hastalık mikrobu taşıyor
olabilir ve mikrobun kuluçka süresinin sonunda bu hastalık birden kendini
gösterebilir. Bu nedenle yeni alınan bir kuşun mutlaka diğer kuşlarımızın
arasına karıştırılmadan önce belli bir süre karantina kafesinde tutulması ve
gözlenmesi gerekmektedir.
Minyatür kumrularda karşılaşılan hastalıklara ait mikroplarının kuluçka
süreleri en çok bir ay kadardır. Bu nedenle yeni aldığımız kuşun bir ay süre
ile karantina da kalması gerekmektedir. Bu sürenin sonunda mikrop taşıyorsa
hastalık zaten kendini gösterir. Karantinada kaldığı bir ay süresince kuş
üzerinde bazı tedavi ve gözlemler uygulanır. Tedaviler dış parazit, iç parazit
ve mantar hastalıklarına karşıdır. Bu andan sonra yapılacak iş sadece
gözlemdir. Yeme ve suya karşı istekliliği, dışkılarının günlük durumu,
hareketleri sürekli gözlenir. İlk 15 günden sonra her şey olumlu ise kuş
istenirse diğer kuşlar arasına karıştırılabilir. Ancak bu durumda hastalık
riskini epey azaltmış olmakla birlikte tam atlatmış sayılmayız. Sabredip 15 gün
daha gözleyip tekrar muayeneden geçirdikten sonra diğer kuşlarımızın arasına
katarsak hastalık açısından çok daha güvencede oluruz.
Alınan kuşun eve getirilmesi
Minyatür kumruları aldıktan sonra evinize
getirirken mümkünse tek kuş için hazırlanmış hava delikleri bulunan özel karton
kutular kullanmanızı öneririm. Kanaryalar için bulunan bu tür kutuları minyatür
kumrular için de kullanabilirsiniz. Kumrunuzu kafes içinde taşıyacaksanız
kafesin üzerini bir bezle örtmeniz kuşun daha az zarar görmesini sağlar. Eve
getirdikten sonra önce kuşun koyulacağı kafes, yemi ve suyu ile tam olarak
hazırlanmalıdır. Daha sonra kuş kafese alınmalıdır. Seyahat kutusundan kafes
ortamına alınan kuş çok korkmuş durumdadır. Sürekli kafesten dışarıya çıkabilme
uğraşı içindedir. Bu nedenle kafes tellerine çarparak kendine zarar verebilir.
İlk başlardaki bu hiperaktif durum zamanla normale döner. Yeni kuşlar için en
stresli zaman ilk 15 gündür. Bu süre içinde kafese fazla yaklaşmamak ve kuşu
rahat bırakmak en doğru davranıştır.
Bir aylık karantina süresinin sonunda
kuşunuzu isterseniz diğer kuşlarınızın arasına karıştırabilirsiniz ya da yanına
bir eş koyabilirsiniz. Fazla sayıda kuşun bulunduğu bir kafese yeni kuş koymak
her zaman sorunlara yol açar. Yeni kuşun kafese kabulü kolay olmaz. Her kafes
aslında bir egemenlik ve hiyerarşi alanıdır. Yeni kuş bu düzende yerini bulana
kadar sorunlar yaşanır. Bazen kavgalar kaçınılmazdır.
Yazan: Yavuz İşçen / Ankara
Yazan: Yavuz İşçen / Ankara
Şubat 2009
e-posta: yavuziscen@gmail.com
Minyatür kumrular,
güvercingiller ailesinin en küçük üyesidir. Yetişkin bireyler 35 gr ağırlığa ve
19 cm
uzunluğa sahiptirler. Bu boyutun yaklaşık 7 santimini kuyruk oluşturur. Vücut
boyutlarına oranla uzun sayılabilecek bir kuyrukları ve küçük sayılabilecek bir
başları vardır.
Baş: Minyatür kumrularda,
başın üzerinde ‘tepelilik’ özelliği ve göğüste ‘gül’ bulunmaz. Gözler düzgün
yuvarlak biçimlidir ve başın tam ortasında yer alır. Göz çevresini kaplayan
‘cere’ adı verilen göz çevresi halkası, koyu portakal renkli (mercan rengi) ve dikkat
çekici şekilde belirgindir. Göz rengi kırmızı-portakal, göz bebekleri siyahtır.
Baş rengi mavi-gri tondadır.
Gaga: zarif, ince ve
hafif uzundur. Gaga rengini koyu gri ya da siyah olarak tanımlayabiliriz. Uca
doğru siyahlık artar. Sadece beyaz renk tipinde gaga kemik rengindedir. Gaga
üzerinde ceroma bulunmaz. Bu özellik güvercin ve kumruları birbirinden ayıran
önemli bir ayrımdır. Güvercinlerde üst gaga dibinde yumuşak ve genellikle sarı
renkte bir deri çıkıntısı vardır. Ceroma adı verilen bu kısım sinirlerle
donatıldığından dokunmada önemli görevler üstlenmiştir. Kumru türlerinde ceroma
bulunmamaktadır.
Gövde: Kanat üst kaplama
tüyleri üzerinde bulunan serpilmiş biçimde küçük beyaz noktacıklar minyatür
kumruların karakteristik özellikleridir. Beyaz noktacıklar bütün kanat üzerine
yayılmış durumdadır. Bu noktacıklar elmasa benzetilmiş ve elmas kumrusu
anlamında İngilizce ‘diamond dove’ olarak adlandırılmışlardır. Boyunun
arkasından itibaren bel üstüne kadar kahverengi tonlar hakimdir. Karın ve
kuyrukaltı ise krem-beyaz renktedir. Minyatür kumrular yerde dururken kuyruk
uçları yere hafifçe temas edebilir. Kanatlar her zaman kuyruğun üzerinde
taşınmalıdır. Her kanatta bulunan uçma teleklerinin sayısı 18 tanedir. Kuyruk
14 telekten oluşur. Orta tüyler koyu tonlu kenar tüyler ise beyazla karışık
renktedirler. Bacaklar pembe renkli kısa ve kuvvetlidir. Bacak üzerlerinde tüy
bulunmaz.
Ötme: Pet shoplarda fazla
sesi soluğu çıkmayan minyatür kumruları eve getirdiğinizde ve ortama
alıştıklarında ötmeye başladıklarını görürsünüz. Ötme daha çok erkek kuşlarda
yoğun olmakla birlikte dişilerde de gözlenir. Minyatür kumrular hiçbir zaman
ötücü kuşlar kategorisinde değillerdir. Bu amaçla beslenmezler ancak kumruların
ötüşünden haz almak mümkündür. Üreme dönemlerinde özellikle dişiye kur yaparken
ötme yoğunlaşır. Ötmeye günün erken saatlerinde henüz güneş doğmadan az önce
başlarlar. Bu süreç 2-3 saat kadar davam eder. Gün içinde ötmeleri azalır. Hava
karardıktan sonra uykuya çekilirler ve gün aydınlanana kadar sakindirler.
Minyatür kumruların
farklı ötme biçimleri vardır. Genellikle guguklu saatlerin çıkardığı sese ya da
flüt sesine benzer bir ses çıkartırlar. Bu kuşları tanımayanlar için bu ses ilk
başta garip gelebilir. Burada ötüşleri tanımlayabilmek çok kolay değil, ancak
her ötüşün kendine göre bir anlamı olduğunu söyleyebilirim. Ben belirgin hale
gelmiş tekrarlanan farklı 5 ayrı ötüş biçimleri olduğunu gözlemledim. Kuşkusuz
daha farklı ötüşleri de var. Gözlemlediğim 5 ötüş şeklini tanımlamaya
çalışacağım.
1)
‘guu guuuuuk,
guu guuuuuk’ şeklindeki ötüş kanımca, ben buradayım, kimse yok mu? gibi bir
anlama geliyor. Kuşunuz sizle, eşiyle ya da diğer kuşlarla iletişim kurmayı
amaçlıyor.
2)
‘ggrrog guuuuk,
ggrrog guuuuk’ şeklindeki ötüş, Yuvalığın içinde ya da kafes içinde yerde erkek
kuşlar hafif kanat titreterek bu tarz ötüyorlar. Bölge hakimiyetini, egemenlik
alanını ilan etmeye yönelik bir ötme biçimi. Aynı zamanda Erkeğin dişi
tarafından benimsenmek ve ilgi görmek isteği zaman kullandığı bir ötme biçimi.
3)
‘gouuuk,
gouuuk, gouuuk, gouuuk, gouuuk’ şeklindeki ötüş erkek kuşların dişiye kur dansı
yaparken, başlarını öne doğru eğip kuyruklarını açarak sergiledikleri açık
olarak çiftleşme isteğini dile getiren bir ötme biçimi. Eğer erkekler aynı
tarzı diğer erkeklere gösteriyorlarsa egemenlik kurma davranışı ve güç
gösterisi olarak yorumlanabilir.
4)
‘guk guk guk
guk’ gibi kesik, tek heceli ve sakin ötüşler hem dişi hem de erkek kuşlarda
görülebiliyor. Daha çok karşı cinsi sevgiye çağıran ve burası bizim yuvamız,
yanıma gel mesajı veren ötüşler.
5)
‘cuyk’
şeklindeki tek heceli ani ve tiz bir ses ise, hem erkek hem dişi kuşlar
tarafından çıkartılıyor. Tehlike durumunda, istenmeyen bir durumda korkuyu,
tepkiyi dile getirmek ve diğer kuşları uyarmak amacını taşıyor. Kafeslerine
fazla yaklaşan yabancıların da bu sesle uyarıldığı oluyor.
Özellikle apartman
ortamında minyatür kumru besleyecek olanlar bu kuşların ötüşlerinin komşuları
ne kadar rahatsız edeceğini merak edebilirler. Hiçbir zaman papağanlar ya da
muhabbet kuşları kadar gürültücü olmadıklarını söyleyebilirim. Ötmeleri çok
yüksek tonlu değildir. Yine de sesleri alt ya da üst kattaki komşunuza azalmış
olarak ulaşabilir. Rahatsız edici boyutta olacağını sanmıyorum. Kuş sayısı
fazla olursa belki sorun oluşturabilir. Çamaşır makinem çalışırken bile tavanı
vuran alt komşum şu ana kadar bir tepki vermediğine göre sanırım bir sorun
yok.
Yazan: Yavuz İşçen / Ankara
Yazan: Yavuz İşçen / Ankara
Şubat 2009
e-posta: yavuziscen@gmail.com
Cinsiyet Ayrımı
İşin uzmanı kişiler 2-3 aylık
kuşlarda cinsiyet ayrımı yapabilirler. Aslında cinsiyeti ayırt etmemizi
sağlayan nitelikler kuşlar cinsel olgunluğa eriştiklerinde yani 6 aylık
olduklarında tam olarak kesinleşir. Bu bakımdan 6 aylıktan küçük kuşlarda
cinsiyet ayrımı yapabilmek çok kolay olmaz.
1) Erkek ve dişi kuşları
birbirinden ayıran en belirgin farklılık göz halkasındadır. Erkek kuşlarda göz
halkası dişilere göre çok daha geniştir. Erkeklerde 4-6 aylık kuşlarda göz
halkaları 2-3 mm
kalınlığa ulaşır. Dişi kuşlarda ise her zaman 1-2 mm arasındadır.
2) Büyüklük ve küçüklük
önemlidir. Dişi kuşlar aynı yaştaki erkek kuşlara oranla biraz daha minyon
yapılıdırlar. Yine dişi kuşlarda baş biraz daha küçüktür. Ancak kuşların genel
gramajı çok farklı değildir. Aynı yaştaki erkek ve dişi kuşlar arasında
yaklaşık 1 gram
fark vardır.
3) Diğer bir ölçüt ötme biçimleri
ve davranışlardır. Bazı ötme biçimleri sadece erkek kuşlara özgüdür. Ötme
konusunu anlatırken yukarıda bu konuda bilgi vermiştim. Erkek kuşlar özellikle
dişilere kur yaparken belli bir ötüş sergilerler. Ayrıca göğüslerini şişirerek
hafif arkalarına yaslanarak yürürler. Karşılıklı tüy düzeltme davranışları
kuşların birbirlerini eş olarak seçtikleri anlamına gelir. Erkeğin tüylerini düzelten
bir kuşun dişi olması gerekir. Ancak 6 aylıktan küçük erkek kuşlar da bazen
dişi gibi davranabilirler. Bu yanıltıcı olabilir.
4) Renksel bazı farklılıklar da
bize yardımcı olabilir. Erkek kuşlarda boyun ve göğüs bölgesinde mavi-gri
renkler, dişilerde ise daha çok kahverengi tonlar hakimdir.
Yazan: Yavuz İşçen / Ankara
Şubat 2009
e-posta: yavuziscen@gmail.com
www.cappadociaexplorer.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder